All the artworks used on this blog including the header are produced by Demon Mathiel.
Başlık dahil olmak üzere bu blogda kullanılan tüm görseller
Demon Mathiel'e aittir.

23 Nisan 2010 Cuma

herkes gitmişse sakince arkanı dön bir bak

bir şeyi farkettim, insanın yanında her daim güvenebileceği birilerinin olması mükemmel. günlerdir hastayım, midem bana savaş açtı, bağırsaklarımdaysa ihtilal var. ne yesem kusuyorum, yemesem yine kusuyorum ve her iki durumda da günde en az beş defa tuvalete giriyorum. insanlığımdan çıkmış haldeyim ama buna rağmen rinch ve xeal beni hiç yalnız bırakmadılar. adeta başımda nöbet tuttular, ilk iki gece rinch benimle kaldı, xeal'se her gün uğruyor, birkaç saat bakıyor bana.

"- sen nasıl bir asosyalsin Luna beybi, rinch ve xeal'den başka arkadaşın yok mu ?"

var tabii. ama olmaları hiçbir anlam ifade etmiyor aslında. yani yukarıda yazdığım "insanlıktan çıkıp sürekli kusan ve sıçan bir yaratığa dönüşme" durumu bence olayı açıklıyor. başka kim gelir de bu vaziyetteki bir canavarla ilgilenir ya ? bundan iki sene önce faranjit-kolera karması anormal bir hastalığa tutulmuştum, tam şenlik dönemine denk geliyordu. ve benim çok sevgili o zamanki ev arkadaşım bir hafta boyunca eve uğramadı şenlik şenlik gezmekten. bense o bir hafta boyunca çıkıp az ilerideki polikliniğe bile gidemedim, doğru dürüst nefes alamadan pis kokular çıkararak oturdum dört duvar evde. o bir hafta boyunca kaç defa arayıp küfretmek istemiştim kaltağa ama faranjit sağolsun sesim bile çıkmadığı için içimde patlamıştı (o zamanlar rinch ve xeal yoktu yoksa onlar bayılır benim yerime milleti arayıp sövmeye :) ). ama bu ikisi bir dakika üşenmeden benim her bir haltımla ilgilendiler, rinch beni polikliniklere taşıdı, xeal gelip gidip yemek yaptı hem de yer yemez kusacağımı bilerek. üstelik bunları yaparken bir an olsun laf etmediler bana, hani hasta insanı azarlayan cinsten değiller :) yani bir insan hastayken başka neye ihtiyaç duyabiilir ki ? bu insanlar bana yetmez de kim yeter ?

üniversite öyle boktan bir yer ki... öyle pis bir ortam ki aslında. kimin eli kimin g.tünde belli değil, kimin kimden ne çıkarı varmış anlaşılmıyor. bu gün yüzüme gülen adam yarın beni bulduğu her ortamda itin g.tüne sokabiliyor. ödüm kopuyor bu ortamda yeni insanlarla yeni iletişimler kurmaya - ki bir iletişimci olarak başarısızlığımın kanıtıdır bu :) okula gittiğim zamanlarda bir tabur insan selam veriyor, bir muhabbet bir sevgi seli ki sorma gitsin. şimdi hastayım ama bak kim var yanımda ? ah ah on puanlık uzmanlık sorusu, xeal ve rinch tabii ki.



biri daha aradı sordu beni ama. meg. çok ilginç değil mi ? dünden önceki gün aradı, hasta olduğumu öğrenince çok üzüldü, geçmiş olsunlar diledi, bir şeye ihtiyacım olup olmadığını/yanımda birilerinin olup olmadığını sordu, en kısa zamanda uğrayacağını hatta gelince bana tarçınlı kek yapacağını söyledi. içim bir güzel oldu, kendimi önemli/değerli biri gibi hissettim. sonuçta meg kim ki ? beni ne kadar zamandır tanıyor ki ?

"- dökül bakalım Luna bish, anlatmadığın neler var ?"


tamam tanıştıktan sonra gerek internet ortamında gerek telefonda bayaa konuştuk ama sonuçta yani... yahu üç senedir aynı sınıfı paylaştığım kullardan birii arayıp sormamış beni, meg'e mi kaldı benim kusmam/ ishalim ? ama kalmış demek ki. aman of mutlu oldum işte, kendimi bir bok sandım gene.

dedi Luna ve burnu havada, kusa sıça terketti burayı.